İbrahim Erkal'ın Son Durumu Açıklandı

İbrahim Erkal'ın sağlık durumuyla ilgili yapılan açıklamada hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise " Durumunda maalesef bir iyileşme yok" dedi.

Erkal'ın tedavisinin sürdüğü hastaneden yapılan açıklamada, "Beyin kanaması ön tanısı ile  salı gününden bu yana  tedavisi devam eden ve yoğun bakımda uyutulan İbrahim Erkal'ın bugüne ait bulguları değerlendirildiğinde beyin ödeminin devam ettiği, hayati tehlikesinin sürdüğü izlenmiştir" denildi. 

SAĞLIK BAKANI SON DURUMU AÇIKLADI

Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise İbrahim Erkal'ın son durumu için şu açıklamayı yaptı: "Maalesef insanları mutlu edebilecek haber bu hususta ben de veremiyorum. Hastane gerekli açıklamaları yaptı. İbrahim Bey'de ciddi bir beyin kanaması ve çarpmadan mütevellit ilave bir başka çeşit kanama meydana gelmişti. Durumu ciddiyetini muhafaza ediyor. Bulunduğu hastanede yoğun bakımda yatıyor ama yattığına kıyasla bir iyileşme durumu maalesef yok."

EŞİ DE FENALAŞTI

Öte yandan 10 gün önce üçüncü çocuğuna baba olan İbrahim Erkal'ın eşi Filiz Akgün de bir an olsun yoğun bakımın kapısından ayrılmıyor. Sabah'ın haberine göre dün fenalaşarak baygınlık geçiren Filiz Akgün başka bir odada tedavi altına alındı. Akgün, verilen serumun ardından toparlanınca yeni doğan bebeğinin yanına gitti.

9 YILLIK VALESİYİM

İbrahim Erkal’ı arabasıyla evinin otoparkına kadar götüren vale Eyüp Ardalı da, polise verdiği ifadenin ardından ilk kez Duymayan Kalmasın’a konuştu ve şunları söyledi:
“Ben İbrahim beyi aldım, götürdüm. Dokuz senedir onun valesi benim. Biz zaten hep konuşa konuşa gidiyorduk. Çocuğundan bahsetti. Ailesinden, çocuğundan... Hep çocuğundan konuşuyorduk. 10 dakika sürdü yani... 01.45’de iş yerine geldim. Yürüyordu bir sıkıntısı yoktu. Benim oradan çıkmam zaten 01.05’de girdim, 01.14’de çıkmışımdır yani. Arada bir 10 dakika 12 dakikalık bir şey var. Fazla bir şey yok. Ondan sonrasını ben bilmiyorum artık. Yani ben geldim 01.45’te geldim, yattım. 04.15’te sivil memurlar aldı beni. Ondan sonra olay yerine gittik. Arabayı zaten çekmişlerdi olay yerinden yan tarafa. Şey yapıyorlardı... İnceleme vardı. Sonra ben geri geldim. İki sefer söyledim ; ‘’İbrahim Abi gel asansöre bindireyim seni. Öyle çık’’. İstemedi ve beni gönderdi. Zaten konuşamadım. Çıktım yani. Yüksek tansiyonu vardı... Yüksek şekeri falan... Demek ki o anda... Benden sonra tansiyonu birden çıktı. Şekeri de birden çıkınca yığılmış. Keşke çıkmasaydı. Çok üzgünüm.”