Serge Gainsbourg Kimdir?

Abone Ol :

Serge Gainsbourg

Serge Gainsbourg, 2 Nisan 1928, Fransa'da dünyaya geldi. Önce resimle ilgilenip Petrograd Konservatuvarı'na girdi. Daha sonra ise Moskova'ya geçip müzik okuyup piyanoda uzmanlaşmaya karar erdi. Kırım'da mezzo-soprano Olya Besman ile tanışıp evlendiler. 1919'da Jospeh ve Olga, Ekim Devrimi ve artan Anti-semitizm dalgası nedeniyle İstanbul ve Marsilya'da bir süre kaldıktan sonra Paris'e kaçtılar. Joseph bar ve kabarelerde piyanistlik yaparken, Olga ise konservatuvara gidiyordu. İlk oğulları Marcel, doğumdan kısa bir süre hastalık nedeniyle hayatını kayetti. 1926'da kızları Jacqueline, 1928'de ise ikizleri Liliane ve Lucien dünyaya geldi. Ginsburg ailesi 9 Haziran 1932'de Fransa vatandaşı oldular.

 Küçük Lucien, babasının baskısı ile klasik piyano ve resim dersleri almaya başladı. II. Dünya Savaşı yılları onun için zor geçti. Yahudi oldukları için sarı yıldız takmak zorundaydı. Naziler'in Yahudi araması yaptığı bir zamanda 3 gün bir orman içinde saklanmak zorunda kalmıştı. Savaş sonrası Lucien okulda sınıfta kalmaya başladı. Güzel Sanatlar Bölümü'nde okudu ancak matematiği geçemeyince bu okulu da bitiremedi. 1947'de Levitsky Elizabeth ile tanıştı. Elizabeth, Rus aristokrat bir ailenin kızıydı. Birbirlerine âşık olan Ginsburg ve Elizabeth 3 Kasım 1951'de evlendiler. 1948'de Courbevoie'de askerlik görevini yaptı. Bu dönemde gitar çalmayı öğrendi.

Müzikte başarı (1955-1965)

30 yaşına kadar Gainsbourg küçük işlerde çalıştı, ancak asıl zevk aldığı iş resim yapmaktı. Francis Bacon ve Fernard Leger'i örnek alıyordu ama 1954'te bu hayallerini bırakıp paris kulüplerinde piyano çalmaya başladı. Bu dönemde, dönemin aykırı yazarı Boris Vian ile tanıştı. 1957'de sanat direktörü Claude Francis ve Gainsbourg'un beraber çaldığı gitarist Michele Arnaud, Ginsburg'un resimlerini görmek için evine gittiğinde bestelerini keşfettiler. Sonraki gün Francis, Gainsbourg'u sahne korkusuna rağmen kendi eserlerini çalması için sahneye çağırdı. Bu eserlerin içinde Gainsbourg'un ilk hit parçası "Le poinçonneur des lilas" (Lila'daki Bilet Kontrolörü) de vardı. Bu dönemde birçok kadın hayran kazanan Gainsbourg'un arası eşi ile açıldı ve altı yıllık evlilik sonunda 1957 Ekim'inde ayrıldılar. 1958'de ilk albümü Du chant à la une! (Senin için şarkılar) piyasaya çıktı.

Dönemin gerisinde kalan bir müziği icra eden Gainsbourg, halk tarafından da fiziksel görünüşü nedeniyle dalga geçiliyordu. Bu dönemde ünlü Fransız sanatçılardan Juliette Gréco ile çalışmaya başlayan Gainsbourg, 1962 sonbaharında "La Javanaise" şarkısını besteledi. 1963'te beşinci albümü Gainsbourg Confidentiel'i çıkardı ama yaptığı caz müziği ile listelerde başarı kazanamayacağını farkındaydı. Bir sonraki albüm Gainsbourg Percussions Afrika ritimleri ile dikkat çekti ve Gainsbourg'u popüler müzik piyasasına taşıdı.

Eurovision ve sonrası (1965-1970)

Greco ve Petula Clark'a şarkı veren Gainsbourg, ilk büyük başarısını Françoise Hardy'ye verdiği "Comment te dire adieu?" (sana nasıl 'elveda' desem?) şarkısı ile kazandı. Ancak France Gall ile çalışmaları ile özellikle genç kesimin dikkatini çekti. İlk dönem Gainsbourg hitleri "N'écoute pas les idoles" (İdolleri dinlemeyesin) ve "Laisse tomber les filles" (Kızları boşver) şarkıları sonrası Gall, 1965 Eurovision Şarkı Yarışması'nı Gainsbourg bestesi "Poupée de cire poupée de son" ile kazandı. Şarkı Japonya dahil olmak üzere birçok ülkede radyolarda yer aldı. Gainsbourg, Gall ile kazandığı başarıyı 1966'da "Baby Pop" ve "Les Sucettes" (Lollipoplar) ile sürdürdü. Ancak 18 yaşındaki Gall, Les Sucettes şarkısının cinsellikle ilgili anlamını farketmemişti. Şarkı yayınlandıktan sonra tepki topladı. 1967 Eurovision Şarkı Yarışması'na Monako'yu temsil eden Minouche Barelli'nin söylediği "Boum Bada Boum" adlı şarkıyla katıldı ancak bu sefer beşinci oldu.

1967'nin sonunda Brigitte Bardot ile kısa ama fırtınalı bir iş ve aşk ilişkisi yaşadı. Bardot'ya "Harley Davidson", "Bonnie and Cylde" şarkılarını veren Gainsbourg, Bardot'ya aşkını "Initials BB" (Baş harfleri BB) şarkısı ile ölümsüzleştirdi. İkilinin kaydettiği "Je t'aime... moi non plus" ise Bardot'nun isteği üzerine 1986'ya kadar yayınlanmadı.

1968'de "Slogan" filminin çekimlerinde Jane Birkin ile tanışan Gainsbourg, Birkin'in de söz yazarı olmaya karar verdi. Bardot'tan sonra "Je t'aime... moi non plus" şarkısını Birkin ile kaydetti. Şarkının içinde bulunan orgazm sesleri yüzünden şarkı Avrupa'nın birçok ülkesinde yasaklandı ve Vatikan şarkıyı eleştiren bir açıklamada bulundu. Gainsbourg'un sadece bir aşk şarkısı olarak gördüğü şarkı ise İngiltere listelerinde bir numaraya yerleşti. Birkin ve Gainsbourg ilişkisi on yıl boyunca devam etti.

 1970'ler

1970'te, Gainsbourg, eşi Jane Birkin ile Yugoslavya'ya gitti. Burada Birkin'in ilk eşi, müzisyen John Berry'yi aşmak için bir klasik yaratmaya çalıştı ancak istediği ilhamı bulamadı ve ülkeden ayrıldı. Jean-Claude Vannier'ın yardımıyla ise üstünde çalıştığı Histoire de Melody Nelson albümünü 1971'de yayınladı. Bu albüm Beck, Jarvis Cocker ve David Holmes gibi sanatçılara ilham verdi.

 1973'te Vu de l'extérieur albümünü yayınladı. Bu albümde yer alan "Je suis venu te dire que je m'en vais" şarkısı büyük bir hit oldu. 1975'te bir konsept albüm olan Rock Around the Bunker yayınlandı. Londra'da kaydedilen ve Nazi Almanyası'nı anlatan provokatif albümden şarkılar bazı radyo istasyonları tarafından yasaklandı. 1976'da ise L'Homme à tête de chou albümü çıktı. Bu albüm Gainsbourg'un 1960'lardan beri devam ettirdiği rock tarzının da son ürünü oldu. 1976'da Je t'aime moi non plus adlı filmi çekerek sinema dünyasına atıldı. Ancak homoseksüellik ve erotizm gibi tabulara değinen Gainsbourg'un bu çalışması kötü eleştiriler topladı.

1970'lerde başarılı albümler çıkarmasına rağmen, sağlık durumu çok iyi gitmedi. 1973'te kalp krizi geçiren Gainsbourg, buna karşın alkol ve sigara tüketimini arttıracağını açıkladı.

 Reggae dönemi (1979 - 1981)

1979'da Kingston, Jamaika'da Aux armes et cætera albümünü kaydetti. Büyük satış rakamlarına sahip olan albüme adını veren şarkı Fransa Ulusal Marşı La Marseillaise'in reggae versiyonuydu. Bu Fransa'da büyük olay yarattı. Strasbourg'da verdiği bir konserde Gainsbourg'u eleştiren eski askerler protesto etmeye başlayınca Gainsbourg, marşı orijinal versiyonunda, orkestrasız söyledi. Turnesinde reggae sanatçıları Sly & Robbie ve ünlü müzisyen Bob Marley'in vokalistleri ile çaldı. 1981'de Bahamalar'da Mauvaises Nouvelles des étoiles adlı yeni bir reggae albümünü çıkardı. Bu albümde Bob Marley'in eşi Rita Marley ve the I-Three ile çalıştı. Gainsbourg'un Rita Marley'e söylettiği müstehcen sözler Bob Marley tarafından tepkiyle karşılandı. Gainsbourg'un bu iki albümü sanatçının ölümünden sonra 2003 yılında dub tarzında yeniden düzenlendi ve piyasaya sürüldü.

 Son yılları (1981-1991)

1980'ler Gainsbourg'un alkol tüketimine kendini daha da çok verdiği dönemler olarak dikkat çekti. Eylül 1980'de Birkin, daha fazla dayanamayarak Gainsbourg'u terketti. Gainsbourg'un televizyon programlarına sarhoş çıkmadığı çok az zaman oluyordu. 1984 Mart'ında gelir vergisinin %75'e kadar çıkarılmasını protesto etmek için canı yanında 500 Fransız frangı yaktı. Nisan 1986'da Michel Drucker'in canlı yayınlanan Cumartesi akşamı programı Champs-Élysées'ye Amerikalı sanatçı Whitney Houston ile çıktı ve sanatçıya İngilizce ve argo bir biçimde onunla beraber olmak istediğini söyledi. Aynı yıl başka bir televizyon programında pornografik filmlerde yol almış bir şarkıcı olan Catherine Ringer'e hakaret etti.

 Son dönemlerinde New York'a taşınan Gainsbourg burada hip-hop ve funk etkili Love on the Beat ve You're Under Arrest albümlerini çıkardı. 1982'de Fransız rock müzisyeni Alain Bashung'un Play blessures albümünü yazdı. Bu dönem en tartışma yaratan çalışmalarından biri ise kızı Charlotte Gainsbourg ile söyledikleri Lemon Incest oldu.

Ölümü

Sanatçı 2 Mart 1991'de 63. yaş gününe bir ay kala kalp krizinden öldü. Paris'te yapılan cenaze töreninde Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand onun için konuşma yaptı. Paris'teki Montparnasse Mezarlığı'nın Yahudi bölümüne gömüldü. Ölümünden sonra 1969 - 1991 yılları arasında yaşadığı evi, grafitiler ve şiirlerle dolduruldu. Ölümünden sonra Avrupa'da birçok grup müzikal anlamda ondan etkilendiklerini söylediler.