Moğollar Kimdir?
Moğollar, 1967 yılında İstanbul'da kurulmuş Türk rock müziği grubu. Murat Ses ve Aziz Azmet tarafından kurulan grup 1960'lı ve 1970'li yıllarda çıkardıkları albümlerle büyük başarı sağladı ve Anadolu rock müziğininde gelişmesinde önemli bir yer edindi.
İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık Çok Geç" 1968 yılının Şubat ayında çıktı. Aynı yıl Altın Mikrofon yarışmasına katıldılar ve "Ilgaz" adlı şarkı ile üçüncü oldular. 1969'da müziklerine Anadolu Pop adını verdiler. 1970 yılının sonunda grup Paris'e gitti ve CBS firması ile çalışmalar yaptılar. 1971'de çıkan ilk albümleri "Academie Charles Cros" büyük plak ödülünü aldı. Daha sonra Türkiye'de Barış Manço, Cem Karaca ve Selda Bağcan gibi vokallerle ortak çalışmalar yaptılar. Grup, 1976 yılında dağıldı. 1992 yılında bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açtı ve bu kampanya dahilinde 4.000'den fazla imza toplandı. Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu, yanlarına Serhat Ersöz'ü de alarak 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri muhteşem bir konserle geri döndü.
Moğollar'ın şu anki kadrosu gitar ve bağlamada Cahit Berkay, bas gitarda Taner Öngür, klavyede Serhat Ersöz, davulda Kemal Küçükbakkal ve vokalde Emrah Karaca'dan oluşmaktadır.
Grubun kullanmakta olduğu logosu
1967'de Silüetler'de yer alan vokalist Aziz Azmet, gitarist Tahir Nejat Özyılmazel (Neco), klavyeci Murat Ses ve davulcu Aydın Daruga, Eylül ayında İzmir Fuarı'nda çalmak üzere bir grup kurdu. Grup fuarda birkaç konser verip İstanbul'a döndükten sonra gruba Vahşi Kediler grubunun basçısı Haluk Kunt katıldı. Yaklaşık 2 ay sonra Neco gruptan ayrılma kararı alınca, Selçuk Alagöz grubunda çalışan Cahit Berkay gruba katıldı. Berkay gruba dahil olurken yanında grup arkadaşı baterist Engin Yörükoğlu'nu da getirdi ve Yörükoğlu, o sıralar bir kaza geçirdiği için müziğe ara veren Daruga'nın yerine geçti. Kısa bir süre sonra yine bir ara Selçuk Alagöz grubunda çalışmış olan ve Almanya’da Cem Karaca - Apaşlar'la yaptığı turneden dönen Hasan Sel, Haluk Kunt'un yerini aldı. Daha kuruluşunda yurt dışına açılma planları olan grup, Hollandalı bir müzik yazarının verdiği tavsiye ile doğudan geldikleri belli olsun diye ve kulağa haşin gelen "Moğollar" ismini önerdi. İsmi beğenen grup, Öztürk Serengil'den ödünç aldıkları koyun postlarıyla isimlerini yansıtan tanıtım fotoğrafları çektirdiler. Grup ilk konserini 6 Aralık 1967'de verdi.
İlk 45'likleri "Eastern Love/Artık Çok Geç", Şubat 1968'de çıktı. Plak grubun plak şirketi Sayan tarafından "yepyeni bir grup, çok değişik bir melodi ile karşınızda" ve "ilk atışta hedefi 12'den vurdular" sözlerinin yer aldığı bir tanıtımla dinleyiciye sunuldu. Bu plağın hemen ardından "Mektup/Lazy John"u çıkardılar. "Mektup", orijinali The Box Tops'a ait "The Letter" şarkısının o dönem Ajda Pekkan ile çalışan Fecri Ebcioğlu tarafından yapılmış Türkçe aranjmanıydı.
Grup, Haziran'da Altın Mikrofon yarışmasına katıldı ve finallere kaldı. Müsabaka parçası, Aziz Azmet'in babaannesinin ısrarı ile[3] düzenlemesini yaptığı ve gruba teklif ettiği "Ilgaz" oldu ve bu şarkı ile Moğollar yarışmayı üçüncü tamamladı. "Ilgaz", "Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum" türküsünün beat yorumu ile 45'lik olarak yayınlandı. Bu başarı ve ardından çıkan 45'lik, Moğollar adının daha çok insan tarafından duyulmasını sağladı. Verdikleri konserler o dönem çok farklıdır. Örneğin Diskotek dergisi tarafından 3 Nisan 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda düzenlenen, Haramiler ve Kaygısızlar'ın da katıldığı konsere "silindir şapkaları, uzun siyah frakları ile üç keman bir viyolonsel ve bir trompet eşliğinde" çıktılar. İlk solo konserlerini ise 19 Ekim 1968'de İstanbul Fitaş Sineması'nda verdiler. Yabancı şarkıların yanı sıra kendi bestelerini de seslendiren Moğollar, konserlerinde büyük ilgi gördü ve ünleri İstanbul dışına çıkıp Anadolu'ya ulaştı. Aynı tarihlerde dördüncü 45'likleri "Everlasting Love/Hard Work"ü çıkaran Moğollar 1968'i tanınmış bir grup olarak kapattı. Bu dönemdeki parçalarda Azmet/Ses ikilisinin, Lennon/McCartney tarzı bir çalışma beraberliği söz konusudur. Benzeri tonaliteye, bu ikilinin Silüetler döneminde, hatta Meteorlar döneminde rastlamak mümkündür.
Anadolu Pop Dönemi
1969 yılının Şubat ayında grupta bir eleman değişimi yaşandı. Hasan Sel gruptan ayrıldı, yerine daha önce Erkin Koray dörtlüsünde bas çalan Taner Öngür geldi. Grup, Yahya Kemal Beyatlı şiiri "Sessiz Gemi"nin Azmet-Ses tarafından bestelenen bir versiyonu ve "İndim Havuz Başına" türküsünün yine Azmet-Ses tarafından düzenlenen bir versiyonunu içeren bir 45'lik yayınladı. Bu 45'lik dışında Moğollar 1969 yılını neredeyse tüm Türkiye’yi kapsayan büyük bir turneyle geçirdi. Bu turne sırasında yaşadıkları onların müziğinde önemli bir değişime neden oldu. Turne öncesinde İstanbul'da verdikleri konserlerde kimi türkü düzenlemeleri ve halk müziği sazlarını kullanmaları ilgi gördü, fakat bu turne Moğollar'ın Anadolu'yu yakından tanımalarını sağladı. Bu da onların tarzlarının daha belirginleşmesini sağladı. 25 Ekim 1969'da verecekleri Fitaş konseri öncesi müziklerini ilk kez Anadolu Pop olarak tanımladılar[4]. Daha sonra Hey dergisine bu adı seçmelerinin nedenini ve amaçlarını şöyle açıkladılar: "...ispatlamak istediğimiz, halk müziğimizin çok sesli bir ruha sahip olması. Ayrıca folklorumuzdaki dinamizmin pop müziğin dinamiğine yakın olması. Geri kalmış popüler müziğimizin ileri teknik ve zengin folklorumuzla birleşmesiyle bir kişilik kazanması...".
Moğollar, bu açıklamayı yaptıkları tarihlerde Anadolu Pop'un yalnızca düzenlemelerden ibaret olmadığını ve bu tarzda beste de yapılabileceğini kanıtlamak için "Dağ ve Çocuk / İmece" 45'liğini yayınladı. Mart ayında çıkan 45'likteki her iki parça da yerli melodi ve ritimlerden yola çıkılarak yapılmış bestelerdi ve büyük bir ilgi görür. Böylece Anadolu Pop'un yaratıcıları Moğollar'ın "Dağ ve Çocuk"'u da bestelenmiş ilk Anadolu Pop hiti olarak tarihteki yerini aldı. Öte yandan aynı zamanda çıkan "Ağlama / Yalnızlığın Acıklı Güldürüsü" plağı grubun daha pop rock çalışmalarından biriydi. "Dağ ve Çocuk"un getirdiği başarının ardından grup daha sonra Murat Ses'in tipik zurna biçemli org soloları ile aynı çizgide yollarına devam ettiler. Haziran ayında "Garip Çoban / Berkay Oyun Havası" ile grup bir Anadolu Pop çalışmasına daha imza attı. Ancak Temmuz ayında bir eleman değişikliği daha yaşandı ve grubun vokalisti Aziz Azmet gruptan ayrılma kararı aldı. Daha çok Cream gibi hard rock grupları dinleyip, "İndim Havuz Başına" gibi aranjmanları söylerken zorlanan Azmet[1], grubun türkülerle fazla içli dışlı olmasına muhalefet ederek solo çalışmalar yapma kararı aldı. Daha sonra ise önce Bunalımlar, sonra da o sıralarda yeni isim yapmaya başlayan Üç Hürel ile bir süre çalıştı. 1972'de son 45'liğini çıkaran Aziz Azmet, 70'lerin ortalarında iş hayatına atıldı ve mali müşavirlik yapmaya başladı.
Aziz Azmet'in ayrılışı üzerine gruba Cem Karaca tarafından önerilen ve o dönemde ilk solo 45'liklerini çıkaran genç şarkıcı Ersen, Temmuz ayında gruba katıldı. Ersen'le "Ternek / Haliç'te Gün Batımı" 45'liğini yaptılar. Ersen sadece vokal olarak değil, çaldığı kemanla grubun müziğini zenginleştirdi ancak bu birliktelik uzun sürmedi. 1970 yazı sonunda yurt dışına gitmek isteyen Moğollar, Türkiye'de müzik yapmak isteyen Ersen'den ayrıldı ve Paris'e gitti.
Yurt dışı Dönemi ve Ağrı Dağı Efsanesi
Paris'te Moğollar, CBS firması ile üç yıllık bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmanın ilk ürünü, Murat Ses'in bestelerinden oluşan "Behind the Dark / Hitchin" 45'liği oldu ve Ocak 1971'de Fransa'da yayınlandı[5]. Plağın arkasında "Pikabınızın kolunu plağın üstüne koyup dinlemeye başladığınız anda Doğu'dan gelen bir grubun varlığını anlayacaksınız. Moğollar, bir çeşit sitar olan 'bağlama'yı pop müziğine iyi uygulamaları ile dikkati çekiyor. Öğütleyebileceğimiz tek şey, yalnızca Türklerin bildiği bu ritmin akışına, sihrine kendinizi bırakmanız" yazmaktaydı. Bu 45'likteki şarkılar ayrı ayrı Türkiye'de de çıktı. "Behind the Dark" arka yüzünde "Madımak" ve "Lorke" şarkılarıyla yayınladı ve Türkiye'de İngilizce olarak liste başı oldu. "Hitchin'" ise "Hamsi" adlı şarkıyla 45'lik olarak yayınlandı. Daha sonra da Guild international du disque isimli bir plak şirketine de bir albüm yaparlar. Danses et Rythmes de la Turquie - d'Hier d'Aujourd'hui (Dünden bugüne Türkiye'nin dansları ve ritmleri) albümündeki bestelerin ve anonim eserlerin düzenlemelerinin tamamına yakını Murat Ses'in kaleminden çıkmıştı. (Kaynak: SACEM-Fransa ve MESAM-Türkiye). Bu dönemden kalan en önemli Murat Ses bestesi, "Ağrı Dağı Efsanesi"dir. Konserlerde zaman zaman 10-15 dakika kadar süren bu parçada Murat Ses'in uzun org improvizasyonları dikkat çekti. Albüm Mart 1971'de Academie Charles Cros en iyi Fransızca albüm dalında büyük plak ödülünü alır. Böylece grup, adını bu ödülü kazanan Serge Gainsbourg, Jane Birkin, Jacques Brel, Françoise Hardy, Nana Mouskouri, Jean Michel Jarre ve Zaz gibi önemli müzisyenlerin arasına yazdırdı. Bu ödülün Türkiye'de yankısı büyük oldu. Hürriyet Gazetesi bu haberi "Moğollar'ın davul ve zurna ile doldurduğu plak Akademi armağanı aldı" başlığı ile tam sayfa olarak duyurdu.
Moğollar ve Barış Manço
Bu arada Moğollar Paris'te o tarihlerde Belçika'da yaşamakta olan Barış Manço ile karşılaştılar ve onunla çalışmaya başladılar. Kurdukları birlikteliğe "ManchoMongol" adını verdiler. Barış Manço, bu konuda Hey dergisine yaptığı açıklamada "Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık" dedi. Yurt dışı çalışmaları öncesi konser verip para biriktirmek için Belçika'dan bir minibüs ve ekipmanla Türkiye'ye dönen Barış Manço ve Moğollar dört ay değişik yörelerde konserler verdi. Bu konserler sırasında Moğollar, Academie Charles Cros ödülünü kazandıklarını öğrendi. Kısa bir süre sonra Kütahya'da verdikleri konserde minibüslerine atılan molotof kokteyli nedeniyle minibüsleri yandı. Bu olay sonrası grup bir daha Türkiye'de konser vermeyeceğini açıklasa da bu fikirlerinden vazgeçip Nisan ayında Ankara'da geniş güvenlik önlemleri altında konserlerine devam ettiler Bu dönemde "İşte Hendek İşte Deve / Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle" 45'liğini yayınladılar. Turne bittikten sonra Moğollar, ödülün de etkisiyle Fransa'ya dönmek istedi ancak bir yıl önce kaydettiği "Dağlar Dağlar"ın hit olması üzerine Manço kariyerine Türkiye'de devam etmek istedi ve Moğollar ile Manço yollarını ayırdı.
Barış Manço'dan ayrıldıktan sonra tekrar Paris'e dönen Moğollar, bu kez Engin Yörükoğlu'nu orada bırakarak Türkiye'ye döndü. Yörükoğlu ani bir kararla, 31 Temmuz 1971'de Dominique Meraud ile evlenerek Paris'e yerleşti. Bu beklenmedik ayrılık Mavi Işıklar'ın davulcusu Ayzer Danga ile telafi edilmeye çalışıldı. Grup bu kadrosuyla "Alageyik Destanı/Moğol Halayı" 45'liğini çıkardı. Bu 45'liği "Çığrık/Sıla" takip etti. İki 45'lik de bir anonim türkü, bir orijinal çalışma olarak tasarlandı. Bu 45'liklerde vokali Öngür ve Ses üstlenmişti. Ancak grup üyeleri, vokal için başka isimleri arıyordu. Grup, bu iki 45'lik arasında Yavuz Plak'a geçtiğinde, Selda Bağcan ile "Yalan Dünya / Kalenin Dibinde" 45'liğini kaydetti. Daha sonra ise tekrar Ersen ile çalışma kararı gündeme geldi. Ancak bu karar grup içinde tartışma yarattı ve Ağustos 1972'de Murat Ses gruptan ayrıldı. Moğollar, 1972 yazında tekrar Ersen ile çalışma kararı aldı. Bu dönemde kaydedilen "Garip Gönlüm" ve "Sor Kendine", 1973'te 45'lik olarak yayınlandı.
Moğollar ve Cem Karaca
1972'nin sonbaharında Yavuz Plak'ta Cahit Berkay ile karşılaşan Cem Karaca, grubu Kardaşlar'dan dert yanınca, Berkay da Karaca gibi bir vokal istediğini söyleyince Karaca ve Moğollar birlikte müzik yapmaya karar verdi ve Ersen, Kardaşlar'a gönderildi. Yani Cem Karaca ile çalışan Kardaşlar, Ersen ile çalışan Moğollar'la solistlerini değiştirmiş oldu. Bu görülmedik olay Moğolların tekrar gündeme gelmesini sağladı. Cem Karaca ve Moğollar güçlü bir birliktelik oluşturdu ve uzun sürecek bir dostluğun temeli atıldı.
Karaca ve Moğollar'ın ilk bestelerini hazırlarken, bir yandan konserler veriyorlardı. Bu stüdyo çalışmalarından tutulan bir kayıt 2016'da 2.2.1973 Ankara adıyla yayınlandı. 1973 yılında bu ortaklığın ilk ürünleri olan "Obur Dünya / El Çek Tabib" ve "Gel Gel / Üzüm Kaldı" 45'likleri yayınlandı. Yaz aylarında Moğollar'a gitarist ve flütçü Orhan Atasoy dahil oldu ve grup iki yıllık aradan sonra tekrar dört kişiye çıktı. Ancak bu beraberlik uzun sürmedi ve grupta Orhan Önemli adıyla çalan Atasoy, Taner Öngür ve Ayzer Danga ile yurt dışında müzik yapma kararı alınca üçlü ülkeden ayrılmaya kalkıştı. Bir sonuca varamayan bu macera sonunda Berkay, grupta tek başına kaldı. Grubu ayakta tutmaya kararlı Berkay, Öngür'ün yerini Mithat Danışan, Danga'nın yerini ise Tufan Altın ile doldurdu. Gruba ayrıca klavyeci olarak Turhan Yükseler dahil oldu. Grup ilk konserlerini Aralık ayında Hey dergisinin düzenlediği bir organizasyonda verdi. 1974 yılının başında Cem Karaca ve Moğollar, kariyerlerinin en önemli parçalarından biri "Namus Belası"nı piyasaya çıkardı. Bu parça büyük bir başarı kazandı. Aynı kadro ile solo çalışmalarına da devam eden grup, Erich von Daniken'in kitabıyla aynı ismi taşıyan "Tanrıların Arabaları" 45'liğini Ali Kocatepe prodüktörlüğünde yayınladı. 45'liğin ikinci yüzünde bulunan "Bu Nasıl Dünya?", özellikle Yeşilçam fimlerinde kullanılarak geniş kitlelere yayıldı. Ayrıca aynı sene Ali Kocatepe'nin bir başka sanatçısı Hümeyra tarafından "Yardan Haber Yok" adıyla 45'lik olarak yayınlandı. Bu şarkının sözlerini Cem Karaca yazmıştı.
Grubun Dağılması
Cem Karaca ile büyük bir başarı yakalansa da Cahit Berkay, grubun RCA ile var olan albüm çıkarma hakkını kullanmak için Fransa'ya geri dönme kararı isteyince Cem Karaca ve grubun diğer üyeleri ile yollar ayrıldı. Fransa'ya giden Berkay ise orada yaşamaya devam eden Engin Yörükoğlu ile buluştu. İkili, 1975'te Hittit Sun adlı ikinci uzun çalarlarını çıkardı. Bu albümde ikiliye klavyede Romain Didier, bas gitarda Michel Salobir eşlik etti. Albümde Cahit Berkay'ın enstrümantal besteleri Anadolu Rock'tan Jazz Rock'a doğru yönelmeyi işaretliyordu. Albüm aynı sene Türkiye'de Düm-Tek adıyla da yayınlandı ama pek başarılı olmadı. Grup, 1976'da Moğollar adıyla yine yurt dışını hedefleyen, orijinal çalışmalar yerine Türk müziği klasiklerinin yorumlarını içeren bir uzun çalar çıkardı. Albüm yine Berkay ve Yörükoğlu ikilisi tarafından hazırlanmıştı. Bu albüm de başarılı olmadı. Grup, aynı sene Ali Rıza Binboğa'yla birlikte bir 45'lik yaptı. Grup, aralarına katılan müzisyen Oğuz Abadan'ın da Türkiye'ye geri dönmesiyle ve Berkay'ın askerliğe gitmesiyle çalışmalarına son verdi.
1976'dan sonra çekirdek Moğollar elemanları bireysel çalışmalarını sürdürdü. Cahit Berkay, aradaki yıllarda film müzikleri yaptı. '90'larda, Cem Karaca ve Uğur Dikmen'le Rock kumpanyası adlı grubu kurdu ve birlikte iki albüm (Yiyin Efendiler ve Nerde Kalmıştık) yaptılar. Engin Yörükoğlu, Fransa'da çeşitli jazz grupları kurdu, sonraları İstanbul'da Jazz Stop isimli bir kulüp açarak orada çalmaya başladı. Taner Öngür ise Dostlar (Edip Akbayram'ın eski grubu), Dadaşlar (Ersen'in 1974-1993 arasında çalıştığı grup) ve Dervişan (Cem Karaca'nın eski grubu)'da çaldı. Daha sonra da Almanya'ya yerleşti. 1992'de Türkiye'ye döndü ve Alarm isimli ilk solo albümünü çıkartır. Murat Ses ise Kurtalan Ekspres'le ve bir ara kısa sürelerle Dostlar ve Dervişan'la çalıştı. O dönemden kalan en önemli parça, Dostlar'la yapmış olduğu "Garip"tir. Daha sonra, kendi grubu Ağrı Dağı Efsanesi'ni kurdu. 1979'dan itibaren Avusturya'ya yerleşen Ses, hâlen orada ve ABD'de yaşamaktadır. Avusturya'da ve ABD'de, bu güne kadar sekiz solo albüm çıkarmıştır: Automaton (1990), Binfen (1995), Culduz (1999), Automaton Square (2005), Binfen 2005 Remix (2005), Electric Levantine (2006), Umami (2007) ve Beside The Sun (2010).
Grubun Tekrar Bir Araya Gelişi
1992'de bir televizyon programında dinlediği Moğollar'dan etkilenen Leman dergisi çizerlerinden Kaan Ertem, "Moğollar tekrar bir araya gelsin" çağrısıyla bir imza kampanyası açtı. Bu kampanya dahilinde 4.000'den fazla imza toplandı. Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu arada bir araya gelip bu konuyu görüştüler. Yeniden Moğollar'ı kurmak konusunda tereddütleri vardı, ancak kampanyaya gelen mektuplar onlara cesaret verdi. Murat Ses'i de bu birleşmeye dahil etmek isteseler de şartlarda anlaşamayınca yanlarına genç bir müzisyen Serhat Ersöz'ü alarak, 31 Mayıs 1993'te İstanbul Cemal Reşit Rey konser salonunda verdikleri konserle geri döndüler.
Grup, 1994'te Moğollar 94 albümü ile müzik dünyasına geri döndü. Albümde grubun eski eserlerinden "Alageyik" dışında, Moğollar klasikleri arasına giren "Dinleyiverin Gari" ve Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf edilen "Issızlığın Ortasında" şarkısı da yer almaktaydı. Vokallerin çoğunu Cahit Berkay'ın üstlendiği albümde grubun ilk döneminden farklı olarak sözlerindeki politik ve çevreci göndermeler dikkat çekmekteydi. Grup, bu politik duruşunu daha sonraki albümlerinde de devam ettirdi. 1996'da Dört Renk yayınlandı. Bu albümde de sözlerini Turgut Berkes'in yazdığı "Bişey Yapmalı" grubun en popüler şarkılarından biri oldu. Engin Yörükoğlu bestesi "Güm Güm" de Moğollar konserlerinin değişmez eserlerinden biri oldu. 1998'de 30. Yıl yayınlandı. "Ölüler Altın Takar Mı?" albümün sosyal anlamda duyarlı bir eseri olarak dikkat çekti.
2000'de eski şarkılarını yeni düzenlemeleriyle kaydettikleri Moğollar 1968-2000 albümünü yayınladılar. Bu albümü 2004'te çıkan Yürüdük Durmadan takip etti. 2007 yılında Cem Karaca'nın oğlu Emrah Karaca solist olarak gruba katıldı. 2008'de Utku Ünal albüm çalışmaları için 2. davulcu olarak gruba katıldı ve grup 2009'da Umut Yolunu Bulur albümünü çıkardı. Albümden kısa süre sonra Engin Yörükoğlu hayatını kaybetti. 2011'de Utku Ünal işlerinin yoğunluğundan ötürü yerini Kemal Küçükbakkal'a bıraktı.